Hilkat

Musalla taşındaki bir cenaze, kürsüye çıkmış en büyük hatiptir...

Yücelerden Yücesin...

"Allah'ım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin." Allah'ım içimi haşyet hissiyle doldur ve beni Zat-ı Uluhiyetine karşı hürmette kusur etmeyen bir kul eyle, ta ki her an Seni görüyormuş gibi olayım... Ey Rabbim... Ben ki eksik, kusurlu ve sonunda ölecek olanım: eksiksiz, kusursuz ve ölümsüz olan Seni ararım... Başında bulduğum Sensin... Sonunda bulacağım Sensin... Yokluğumda vardığım Sensin... Varlığımda talebim Sensin... Hep Seninle eyle bizleri... GÜL AŞIĞI Yüreğine baharı beklerken kıştan kalan hüzünler serpilmiş GÜL aşığı... Ruhun hangi rüzgarın ardında titriyor bilmem... Bil ki kırık dökük de olsa avuçlarına bıraktığım dualarım var Bil ki yüreğinin göreceği çok bahar var Ebedi baharları kucaklamak için sonsuz dua ile... Söylersen bir söz söyle, âlemde ibret kalsın Sözünü dinleyenler, ol sözden lezzet alsın Buna fani dünya derler, kime kalırsa kalsın Benim gibi ahmak olan, bu faniye aldansın... aldanmamak dileğiyle...

Hilkât

18 Ekim 2012 Perşembe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çeviri

görüntüleme